Adına şiir yazılacak kadar
güzel bir yürek taşıyor musun?
Ya da sevilmeye deyecek
kadar karşılık verip tapıyor musun?
Yoksa aşkını sürgüleyip nefretinle mi bakıyorsun?
Yok yok bilirim;
Sen sadece evlatların için yaşıyorsun.
Bir ana saklanmış gözbebeklerinin içinde
Bakışların koruyor yavrularını
Çırılçıplak masumiyetlerine ve
körpecik bedenlerine nazar değmesin diye,
kadınsı çekiciliğini unutup, bir baba şefkatiyle
çatışmış kaşlarının arasına gizliyordun
O kimsede olmayan cazibeni
Oysa sana da doğuyordu bu güneş,
sen de bir ilahın evladıydın
Yalnızlığın mahreminde yaşamaya çalıştığın aşklarını
sabahın ilk ışıklarında yitirsen de
biliyordun kimsenin senin gibi sevemeyeceğini,
biliyordun yorgun aşkların faturası olduğunu…
Gökyüzünden inmiş melek gibi,
hiç bir sevgilinin mutluluğu kapından geçmese de,
sen yine her sevgiliyi mutlu edercesine
isteklerini ruhuna gömüp, yine o anne şefkatinle
karşına çıkan her hatanın yüzünü yıkıyordun.
Soğuk bedeninin içine gizlediğin sımsıcak bir şarkıyı
O anlaşılmaz sevdalara söylemekten vazgeçip,
hayalinde dans ettiğin,
teninden değil de, ruhundan öpmeyi başaran,
ulaşılmaz yükseklerden sarkıttığın saçlarından tutup,
yüreğine trımanan prensine söylüyordun…
Ve söyle!
Çünkü içindeki mecnun kadar
kimse sevemeyecek seni öyle…
Ve unutma güzel
Seni anlamayanların ülkesinde yaşadığını unutup,
mutluluk aradığın sürece, hep fedakâr kalacaksın.
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz