Üye Girişi »     
Ağıt

 

An,saatini soğuk ve puslu geçerken,
Asi acılar doğuyor,
Matemini içtiğim simsiyah geceden.
Bu sabah bir başka uçuyor gökte ebabil,
Sızılı bir kan damlıyor inceden, 
Yalın ayak,gömleğimin yamalı yerinden. 
 
Azdılar, dinmez oldu göz çukurum, 
Düşüyorum, önüm ise hep uçurum.
Sen,ömrümün son faslı geçip giden,
Kayarken yıldız gibi gözümden,
Aldılar,götürdüler seni, 
Yaralı ceylan gibi bakarken yüzüme,
Bir fırtına, bir boran, kıyamet koptu özümden.
 
Zifiriden ay gibi parlıyordu gözlerinde ak,
Derken adın söylendi gök kubbeden bak.
Okundun bir meleğin kollarında,
körpe ruhun gülümsüyordu cihana öylece pak.
Aç gözlerini uyan! seher vaktine küstü tan.
Bir veda busesi bile almadan,
ޞimdi toprağa mı girdin? 
Canıma can katan can.
 
Bilmem şimdi duyuyormusun? 
Ardından ağıt yaktılar,anlattılar seni, 
Başı öne eğik hüzünlü dağlara,
Hoyrat esen rüzgara.
Bağrında taş,figan eder obalar,
Yas bağladı beyazına karalar,
Sonra hasıl eylendi Fatihalarla dualar.
 
Ufkumda güneş şimdi sönmek üzere,
Yokluğun yavaş yavaş üstüme çökmek üzere.
Alev saçakları sardı artık,
Anladım,sende benden göçmek üzere.
 
Ey hatırasıyla ıssız, ışığında sönük kaldığım yar,
Bulutlar sancılanırken ağır ağır yağmura,
Gökler ağlıyordu Allah şahidim olsun.
Ve sen, çekip giderken yeniden doğdun,
En masalımsı anılarında çocukluğumun.
Ölmedin,
Ki orada hep yaşıyorsun.


İzlenme: 43 Görüntüleme
Puan:
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
Loading...
Ekleyen: admin

Yorumlar

Yorum Yaz