Kolay mıydı mavi ufukların gergin bekleyişlerinde yorulmak ve yoğrulmak;
Yoksa kolaylıkların zorluğu muydu bizi ezen.
Hissetmek, konuşmak, düşünmek haram ve yarın için endişelenmek gereksiz…
Sonsuz hayallerin derin ızdırapları ve aşk trenlerinin duraksız yoruluşlarıydı
asolan…
Bizim de sevmeye hakkımız vardı varoluş kadar gerçek.
Bizler de hissedemeyecek miydik
yoksa hissedildiğimizi hissetmeyecek miydik; bu kadar kırılgan bu kadar kırılgan olmamalıydık…
Of birtanem of içim acıyor desem anlar mısın ve kanatırcasına içim ağlıyor ama gözlerimden yaş düşmüyor inan.
Böyle mi olacaktı her şey ruhumuzun kaderciliğine boyun mu eğecektik,
kısmet nasip mi demeliydi hep yürek
her şeyle teskiniyyet ve tamamen teslimiyyet.
Ama en kötüsü ve en acı olanı da diz boyu kahpelik girdaplarında boğulmak mıydı acaba…
Kayseri – Haziran 2004
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz