Azra mürekkebin kabına baldıran
Zehir düşer sanırsın ki gökten alev
Pişmiş yere düşüyor toprak.
Korkma! Zemheri boyayan saçlarına zifir
Karanlıklar yazdım görünce ayı kıskandıran.
Akrebin kıskacında zehirli kıvılcımlar…
Dökersem üstüne dünyanın sessizliğini
Ölümleri boşaltacak yeryüzü.
Yetimlerin intifadasında bir bomba
Düşüp kıyamına, sancaktarlığını yapacak.
Bekliyorum…
Zamanı darbetmek pahasına kırdım saatimi
Bilemezdim düşlerimin kırık bir hüzünde
Ülkeleri fetheden bir yangın doğuracağını…
Aşk ve barış, senin sicilinde
Gönlüme işledim savaşları
Düşerken çocuklar yere.
Şimdi Filistin’in acısına, Emireler büyütüyorum
Bağdat, kınalı ellerini bastırırken bağrıma
Yediveren çığlıklar şahlanıyor
Kibirli alnımda.
Beni sar, hitabında hüzünleri güzle bularken
Bir bahar yeşerttim insanlık adına
(Bir aşk büyüttüm sevdiğim sana)
Zalimin ziyanını düşürdüm elime
(Gönlünün güzelliğini işledim şiire)
Tesbih tesbih, taş taş, seksekliyorum işte
(Kelime kelime, notalıyorum bağrıma)
Irmakların en sığ düşlerinde.
Bir adam resmi çizip boğuyorum zalimi
(Bir adam resmi çizip sana adıyorum)
…
Bir girdap sarıyor nutkumu, afişleniyorum
Mimlenen düşüncelerimi çarmıha germeyin.
Bu yüzden, bedenim sayıklarken acıyı,
Aşkın ve intikamın, toplu katliamlarında
Mezaliminde bir Bosna, sahralaşıyor.
Öcünü ben yıkmadım, kinine kanı
Yıkadıysam ellerini dünyanın,
Yeniden bahar kuşları göverirsin diye
Ölüleri kaldırma pahasına
Yeniden aşk
Yeniden barış
Yeniden insanlık…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz