Üye Girişi »     
Biraz ޞiir, Biraz Masal, Biraz Gerçek, Biraz Yalan

bilir misin portakal bahçelerinin
bir süre sonra rengini toprağa verdiklerini
gökyüzüne asılmış bir bayrak gibi
hissettin mi garip bir ülkede kendini
bu rüzgarlar neden ruhsuz
bu dağlarda niye hiç bir ceylan yok
off geleceğim off
yıkılı kalmış bir zindanın taşları arasındayım
minik bir sirkülasyon var hissediyorum
kaç ölüm tıkılmıştır ciğerlerime
biraz güç gerekli biraz güç
ulubatlının öleceğini bile bile
o hisarın tepesine koşmasını sağlayan
bitmeyen, dinmeyen, ölmeyen bir güç
turşusunu kursam bu hayatın
ekşimiş tadıyla yenirmi gelecek senede
o kırılmayacak bir vazo oysa
içinde solmayacak çiçekler yetiştiren
bana bakma
ben zaten çorağım
sahi sana hiç ondan bahsettim mi?
dur biraz anlatayım;

büyük bir yeldeğirmeni nasıl savurursa
oda aklımdan geçince öyle savururdu beni
matemini tutardı ölen her kuru yaprağın
ve gözyaşı bir nur damlası kadar berraktı
biraz su, biraz çimen, biraz topraktı
hızını azaltırdı yüreğim,
onu gördüğüm her rüyanın virajında.
leylek kuyruğuna takılmış mavi bir püsküldü.
gökzüyüne bakınca iki mavi arasında kaybolan.
denizlerin arasında yatıp kalkardı.
biraz hüzün bir tebessüm satardı.
akçeyi cebine değil yüreğine atardı.
biraz hava, biraz güneş, biraz buluttu.
yorgun düşen her gün batımını,
bir güzel duayla uğurlardı.
her doğan güneşi yeni bir şarkıyla karşılardı.
biraz zerafet, biraz masumiyet, biraz çocuktu.
bulutları pamuk şekere benzetir
bunların pembeside olsa ne güzel olur derdi
çakıl taşlarıyla dolu yollarda gezmeyi sever.
hayatın yokuşlarını çıkmaya bayılır, inişlerine katlanamazdı.
intihar eden her yunus balığında suçu kendinde arar.
denizlere taştan çok simit ve balık atardı.
biraz sevgi, biraz aşk, biraz umuttu.
hiç bir otobüs gideceği harikalar diyarına kalkmazdı.
bulutların üzerinde gezerken yukarı bakmaya korkardı.
çünkü bilirdi daha yükseğe çıkmak isteyeceğini.
kırmızı bir kurdele bağlardı saçının kuyruğuna,
durgun bir ırmak gibi gözlerimden akardı.
biraz gülüş, biraz seviş, biraz düştü.
sırtında binlerce sırrın yükünü taşır
yüreğine diken batan her yaralıya koşardı
sessizlik attığı kahkahalara isyan eder.
her gördüğü çocuğun yanağını okşardı.
biraz kardeş, biraz abla, biraz anneydi
korkularıyla saklambaç oymaktan nefret eder.
onları sobelemek için çaba sarfederdi.
karanlıkları gözlerindeki mumla kateder.
yolunu kesen her acıyı umutlarıyla mahvederdi.
biraz savaşcı, biraz asker, biraz komutandı.
cennet denilen yeri rengarenk bir lunapark sanırdı
bir kuşun yara aldığını yere inmeden anlardı
minik bir kelebekti en yakın arkadaşı.
her sabah yeni dostluklara yem atardı.
biraz gerçek, biraz yalan, masaldı..
dudaklarımdan bir kez öpünce,
geçmiş bin yılımı unutturabilirdi.
bedenimi sımsıkı sarınca,
ölmeden cennete koşturabilirdi.
ruhumla ruhunu tanıştırınca,
kainatı bir anda susturabilirdi.
biraz yaşam, biraz ölüm, biraz araftı…

bak biraz dedim
kalem çağladı hüngür hüngür
neyse, onu şimdilik boşver
dediğim gibi
biraz güç gerekli,biraz güç
üzerimdeki taşları atmam için.
oksijen tükeniyor…

Konya – 06.05.2007



İzlenme: 62 Görüntüleme
Puan:
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
Loading...
Ekleyen: admin

Yorumlar

Yorum Yaz