Uykuların unuttuğu gözlerime
Bir şal atmaz mıydım,
Ne acı ne keder ne bilmem ne hayatın kaygısı.
Susamış kalemlerde
Bozuk plakların, bir yıldız şarkısı
Hasta bedenimin gördüğü düşlerde
Unutulan günlerin yaşanmışlığı.
Seni düşünmüştüm o an öfkemle
Vurduğun sesimin tüten penceresinde
Saatim çalmamış, geç kalmışım
Hayat gidiyor elimden
Bir cezalı kalmışım.
Kırılan kalem kadar,
Ölüm yakınmış bilmezdim
Böyle günlerin mazilerinde
Dostlar satılırmış bilmezdim
Kıskıvrak yakalanıyordum yürüdüğüm sokaklara
İsmimi unutacak kadar vefasız olmayacak bir yar
Adım adım işlenen dantel gibi hızlı ve emekli yüreğim
Konuştuğum zaman, hep susacakmış gibi derin korku
Elveda deyip gidemeyecek kadar cesaretsiz ruhum
Güneşi kavuracak kadar sıcacık içtenliğim
Başım belalara gelir, hangi vakit sessizliğe sustuğum
Gölgemde ben vardım, ar sıra hayallerde gölgem
Tutunamadığım yıldızların geceleri kadar sahipsiz
Ne zaman elveda dedim hayata uzaklardan
Kurtulamadım bir türlü o vakit sinsi tuzaklardan
Sevgi sözcüğü gibi içerime işlenen ince ve narin
Gökteki güneş kadar yakıyordu içimi sözlerin
Susmak, konuşmak, sıvışmak ve elveda
Konuşan gözlerim vardı ipsiz bir yolda
İstanbul – 2005
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz