Kenan
Çamurlu sokakların yaramaz çocuğu
Yamalı giysilerinle,
Giydiğin kara önlükle,
Çocukluğumun can yoldaşı.
Tek kaşımın üzerinde
Anlımda yazımla bir.
Kenan
Sivrilmiş gençliğimin
Asi bedenimin kan kardeşi.
AB Rh pozitif ben
0 Rh negatif sen
Zıt kutuplardandık.
Güneş hep doğardı
Hep başka bir gün için.
Oysa bizim için farketmezdi.
Çünkü aynı güneşi sindirirdik.
Yediğimiz, içtiğimiz
Bilirim yoktu ayrımız gayrımız
Kardeşlikten öte
Delice bir sevda gibiydi.
Kenan
Kardaştanda öte kardaşım.
Akasya ağaçlarında
Çizilmişti kollarımız; dikenlerden.
Yıldızları beraber saymıştık,
Dolunaylı gecelerde.
Ağladığımız da oldu
Bir tuttuğumuz dertli anlarımızda.
Sen çok iyi saz çalardın
Ben de türkü söylerdim.
Hem de fena sayılmaz.
Efkarımızı dağıtırdık.
Bir şişe aslan sütüne;
Meze yapardık efkarımızı.
Kenan
Geçtiğimiz çamurlu yolları unutmadık
Ya da azıksız kuru anlarımızı.
İçimizin titrediği
Odunsuz, kömürsüz soğuk odamızı.
Geceleri;
Mum aleviyle aydınlandık.
Bazen de o alevle ısındık.
Kenan
Annen son nefesini verirken küçüktük.
Hıçkırıklarımız bir fırtınaydı.
Kara topraksa bir zırh, bir kalkan.
On yedinde gömdük babanı
Lise sondaydık.
Bir hava tutturmuş giderken;
Karanlığımızdan uyandık.
Anamı anan bildin hep
Ne de olsa can kardaşımdın.
Anamı verdiğimde toprağa
Benden çok ağlamıştın.
Oysa bu koca deryada
Bu ayrılıklar dünyasında
Benim can kardaşımdın.
Askerde vuruldum bacağımdan;
Dağlarda.
Sakat kaldım.
Yirmi ikili yaşlarımda.
Kahraman bilirler dedim
Onlarsa dediler topal
Hep sen vardın yanımda
Can kardaşım; Kenan.
Küçükken
Yağmurlu akşamlarda şimşekler çakardı.
Damlalar cama vururdu.
Ağaçlar rüzgarı ıslıklarlardı.
Aynı kabuslarda ürperirdik yatağımızdan.
Ben sigara içerdim.
Bir tek ona kızardın.
Sonra seni de alıştırdım bu merete
Bana hep derdin ki:
“Seni gidi hergele.”
Can kardaşım; Kenan.
O kızı da ilk sen bildin.
İlk sen duydun
Kestane saçlı, kahveli gözlü Zeynep’i.
Aynı gecede
Tokuşturmamış mıydık kadehleri;
Reddi cevabın akşamında.
Mezemiz yine ızdırabımızdı.
Can kardaşım; Kenan.
Dünyayı sallamaz olmuştuk bir zamanlar
Kavgaya tutulurduk birlikte,
Her aptalca olayın ardından.
Ne kadar saflaşmıştık,
Sağlı sollu olaylardan.
Yediğimiz dayaklar yanımıza kar kaldı.
Canım kardaşım; Kenan.
Yıldızlar ne kadarda uzaktı.
Oysa ki;
Küçükken hep tutardık.
Sen doktorluk istiyordun
Ben ise mühendislik.
Ne sen doktor oldun
Ne de ben mühendis.
Hayallerimiz bir olmasa da kardaş
Hayal deryamız bir.
Canım kardaşım; Kenan.
İzmir’den gidiyordum Ankara’ya.
Bu takırtılar trenden
Vagonlar dizi dizi olmuş,
Trenin takırtı tukurtuları
Yağmurun sesiyle akort tutturmuş.
Şimdi seni görüyorum
Elinde bir demet akasyayla.
Gözlerindeki yaşları anlamadım baştan.
Titriyordu bedenin
Güneş görmeyen leylaklar gibi.
Damlaların ıslatıyordu toprağı.
Canım kardaşım; Kenan.
Bilinmez bir acı bu
Dayanamıyorum buralardan; kardaşım.
Sus.
Yeter.
Kes artık hıçkırıklarını.
Buralarda anlamsız anlarım.
Günlerden yirmi üç nisan
Çocukluğumuzun bayramı.
En son bağırıyordu bir bayan
Başka ses,
Başka görüntü yoktu.
Gece söylemişler haberlerde
Flaş haber başlığıyla.
“Ankara’ya gitmekte olan İzmir treni
Balıkesir civarında raydan çıkmış.”
Ölmüşüm.
Cesedimi teşhiste Kenan tanımış.
Ağlama yeter
Canım kardaşım; Kenan.
Dünyadan aldım haberi
Kenan evlenmiş.
Bir tane erkek çocuğu olmuş.
Adını benim adımı “İzzet” koymuş.
Can kardaşım.
Canım kardaşım.
Canım.
Kenanım
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz