Deryalarda poyraz olup;
Süzüm-süzüm süzüleydim…
Atlas yelken ardı sıra;
Büzüm-büzüm büzüleydim…
Sûrun titrettiği “sayh”a,
Firdevs Cennet'te misk, “rayh”a,
“Elest Bezm”de, “Mahfûz Levh”a;
Yazım-yazım yazılaydım…
“Mizmar-ı Davût”ta dizin,
Hazret-i Yakûb'da hüzün,
Hasretiyle Yûsuf Yüzün;
Üzüm-üzüm üzüleydim…
Olaydım aşıklarda aşk,
Mâşûkların meşkinde meşk,
Tûr Dağı'nda parlayan ışk;
Sezim-sezim sezileydim…
“Zâkirûn”a olaydım baş,
“Halîl”in sofrasında aş,
Kerbelâ'da gözlerde yaş;
Dizim-dizim dizileydim…
Etmezler gayrıya minnet;
İstikametleri sünnet;
Olaydım “Cân”lara cennet;
Gezim-gezim gezileydim…
Adımında vardır vezin;
Rasûl'den alsaydım izin;
Peşinde; bastığı izin;
Ezim-ezim ezileydim…
Sözüm durur; dilim kıprak;
Araladım yaprak-yaprak…
“Gül” dibinde olup toprak;
Kazım-kazım kazılaydım…
Ne yazım ben; ne de güzüm;
“Bağbân”sız yetim, öksüzüm…
“Cennet Bağ”da olup üzüm;
Bozum-bozum bozulaydım…
Anlatabilsem bu kısmı;
Dost etsem hasımla hasmı..
Olsaydım “Kamu”nun resmi;
Çizim-çizim çizileydim…
Dallı Mustafa; gizlerim..
Giz doludur ki; “giz”lerim… (*)
Hâlık'ım dinler sözlerim;
Çözüm-çözüm çözüleydim…
(*) Giz: Sır
(SARICAKAYA-12.03.2007)
DALLI MUSTAFA
<a href=' http://www.alpagut.org/ '>
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz