Uyanıyorum miskin bir sonbaharında istanbulun
Göz kapaklarımda serserilerin yorğunluğu
Kuş sesleri yerine tak tak sesleri
Havanın ağırlığı bastırıyor üstüme
Kalkma kalkma diye
Kim bu şehirde küsmüş taşlara
Kim lanetler yağdırmamış istanbul’a
Kim başını alıp gitmemiş ara sokaklara
Yosun kokan kıyılarda kim yürümemiş
Uyanıyorum miskin bir sabahında İstanbul’un
Göz kapaklarım açılıyor
Çocuk sesi çığlık sesine karışıyor
Yanıyor içim
İçim yanıyor ama… İstanbul
Beni çağırıyor
Kalkıyorum miskin bir sabahında İstanbul’un
Üzerimde geceden kalma
Yıldızları seyretmenin sarhoşluğu
Aynaya bakıyorum
İstanbul yansıyor yüzüm
Bir yüzüm sevgi
Bir yüzüm hüzün
Çıkıyorum güneşli bir gününde İstanbul’un
Dışarıda değişmeye gebe havanın kokusu
Sokaklarda balık çöp kokusu
Leş kokusu namussuzun kokusu
Üzerime çöküyor lanetli yüzler
Güneşi görmüyorum güneşli bir günde
İstanbul nerde
Yürüyorum sisli bir gününde İstanbul’un
Uzakta siyahın tonları
Demir ve beton
Sanki İstanbul’un değil
Bulutların üstündeyim
Bulutların altında
Bir koca şehir
Bulutların altında
Bir koca dünya
Sarılıp yatmaktalar sevdalara
Sarılıp yatmaktalar umutlara
Yürüyorum hafif nemli bir gününde İstanbul’un
Havayı kokluyorum
Sesizlik
Ağlayarak geçen bir kadının yalnızlığını görüyorum
Martıların kıyasıya mücadelesini
Yapay yeşille kirli denizi
Mendil satmaya çalışan
Saf bir çocuk yüzünü
Ateşli aşıkları
Hanımefendilerin köpeklerini
Yaşlı çöpçüyü
Kağıt helvayı ,deniz otobüsünü
Uzaktan havayı koklayan birini görüyorum
Kadını görüyorum
Yine geliyor yine gidiyor
Yine geliyor yine gidiyor
Ağlayarak
Dönüyorum karmaşık ruh haliyle
Karışmış bedenine emeğinin alın teriyle
Sağımda solumda insan teniyle
Gökyüzü nerde?
Toprak nerde?
Seni deli İstanbul
Dostların nerde?
Alıp götürdün bildiğin yere
Görüyorum göstermesende
Görmek istediklerimi
Duyuyorum
Kulaklarımı sağır etsende
Duymak istediklerimi
Seviyorum
Sevdirmesende kendini
Dönüyorum
Sağımda solumda insan teniyle
Sen istesende istemesende
Bildiğim yere
Deli bir gününde
İSTANBUL’UN
11.03.1998
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz