kapıların altından
odalara, duvarlara, yataklara sızan korku
dayandığımız, dayanamadığımız yığınla
can-dı
şekilden şekle sokulan insandı
yıkım hanelerde, tımarhanelerde yığınla
hayatın hüzünlü ışığı altında, teslim oldu savaşlara
çatışmalara
doğdu ölüm hikayeleri anarşist ağızlardan
kapaksız gözlerimiz, ıslak kirpiklerimiz şahit
binlerce çocuk düştü uçurumlardan
sabi sübyanmış adları
konuşmadan
adres bırakmadan
toprağı kara bir bulut gibi havalandıran
ölüm kulak kesilmiş dışarıda
küçücük ellere, saf yüreklere
mor dağların ötesinde uzansın kurtarıcı ellerimiz
nefesi can, nefesi kan versin damarlarımıza
adsız utançlardan, telaşlı acılardan uzak
derme çatma barınaklar yapalım
eşsiz bir güzellikte
bahçesinde deli gibi kanat çırpmaya
zeytin dalı ağzında, bir güvercin her biri, bir kanarya
uçurtmalar uçursunlar göğe
özgürlük orada diye
şehirlere, ilçelere, beldelere, köylere
bir kıvılcım yediden yetmişe
her sokak, her ırmak
meyve ağaçları, ekin tarlaları, her ot dalı ısınsın
kurtlar ulumalarından, ayılar postlarından sıyrılsın
savaşlardan, silahlardan arınmaya
kutsanmaya
tıpkı güneşin doğduğu gibi anlam kazanmaya
yediden yetmişe bir kıvılcım
bir kıvılcım gülümsemeye
diyelim hayranlık içinde
diyelim ki, bizimkilerden güzel çocuk yok
diledikçe
binlerce
on binlerce
adı ilkbahar olsun
ölüm uyanmasın kış uykusundan
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz