suskundur kuşlar güz mevsimleri
camlarda biriken buğu gibi huzursuz…
kolay değil göklerin müdavimleri
her hareketleri kusursuz…
dalga değil bu denizin kendisi belki
yıllardır anlatılan öyle bir mesel ki…
yıldızlar semâ eder gökte her gece
ney sesi, dağlardan yankılanır…
hakikattir yazdıkları hece hece
güneş etrafında dolanır…
rüya değil bu gerçeğin kendisi sanki
yaşam denilen, öyle bir an ki…
rüzgar eser oturan taşlara inat
mağaralara sokulur usul usul…
kapanır göz, kırılır kanat
ecel martıya dokunur usul usul…
esen yel değil, kasırga misali
bu kainat öyle bir mabet ki…
kalbim tekler geceleri, acıtır
kanım damarlarımda donar…
bu çektiğim ‘mukaddes acı’dır
bir gül yaprağı elimde solar…
geçen zaman değilmiş bir an gibi
içine düştüğüm öyle bir buhran ki…
söz başlar, semâ biter, yağmur diner
emsalsiz bir büyüdür gece
martılar her gece rıhtımda denizi dinler
aklımda bıraktığın izler var sadece
giden “sen” değil sevgili, “ben”im sanki
ayrılık denen yağmur, öyle bir tufan ki…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz