Sanatın yeni çeşidini buldum,
Hülyalara dalmak da bir sanatmış,
Ömründe uçamamış olanlara,
Hayalin gücü çelikten kanatmış…
Üstte ezenler altta ezilenler,
Dünyayı doğru yöne dönderirim,
Ezilenler intikam alırlarken,
Ezenleri nöbete gönderirim.
Çöle götürürüm buz dağlarını,
Alın size bitmez buğday harmanı,
Kutuplara kalorifer döşerim,
Uçsuz bucaksız bir yağmur ormanı…
İngiliz Kraliçesi de kimmiş?
Ona ayaklarımı sildiririm,
Generallerini hizaya sokar
Hepsine hadlerini bildiririm.
Okuyucu boyasıyla boyarım,
Kabağı, hıyarı veya armudu.
Arka sayfanın güzeli yerine,
Basarım kesilmiş bir inek budu.
Tam yakalanacağım, kolayı var;
Kollarım kanat, uçar kurtulurum,
Arslan, ceylan, güvercin, bir de kartal,
Yaparız birlikte açık oturum.
Çocuk katilleri hepten yandılar;
Köpek imparatorluğuna uşak,
İşgale giden çelik donanmalar
Parmağımın arasında un ufak.
Amma saçma hayalmiş benimkisi,
Tank paletlerinden yaparım sapan,
Sıra ölüm yağdıran füzelerde,
Atarım tırpan üzerine tırpan…
Hayal bu ucu bucağı bulunmaz,
Ayrıca bir maliyeti de yok ya,
Hayal dünyasına daldığım anda,
Bakmışsın, kurarım yeni bir dünya…
İstanbul – 03.05.2004
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz