İstanbul süzülüyor yanaklarımdan,
Nikotin çeken dudaklarım uyuşuyor,
Ve bir sigara yalnızlığı sarıyor içimi.
Derken sancak tarafında
Fırtınaya tutuluyor yüreğim.
Ellerim üşüyor
Uzanırken sensizliğe…
İstanbul süzülüyor yanaklarımdan.
Tiner çeken çocukların
Delikanlı çığlıkları karışıyor,
Ezan sesine.
Sessiz ve derinden çürüyor şehrin duygusu.
Sözcükler bitiyor,
Haykırırken sensizliğe.
Bozuk bir plak gibi
Aynı şeyi söylüyor şarkılar…
İstanbul süzülüyor yanaklarımdan.
Gramafonlar tutuşuyor,
Şiirler köşe bucak kaçıyor insanlardan,
Şairler giderek ölüme terkediyor kendini.
Boğazda ölü bir durgunluk;
Martılar köşe bucak kaçıyor,
Yalnızlığa terkediyor kendini sandallar.
İstanbul süzülüyor yanaklarımdan.
Susuz kalmış bir delta gibi yüreğim,
Sokak sokak yağmuruna hasretim.
Gecenin bir vakti ansızın uyanıyorum,
Parklara koşuyorum,
Esrar çeken insanları izliyorum vakit,
Ve bir vakit sonra köprü altında uyanıyorum,
Gözümde yarı çıplak bir damla yaş…
İstanbul süzülüyor yanaklarımdan,
Bir donuk sonbahar rüzgarında
Sensizliği ıslatıyor ateşten yapraklar,
Her şey yapayalnız ve kuşkulu.
Sevmeye çalışırken yüreğim,
Sensizliğine takılıyor ellerim,
İstanbul gibi, sevgiden yoksul yüreğim…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz