Hayatım iki vasıtalı yollarda geçti.
Bir durakta ayrılık vardı,
Diğerindeyse hüzün.
Ve sen İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzeldin.
İlk durakta bindiğim ayrılık otobüsüyle doldu yüreğim.
Sonra hüzün otobüsüne bindiğimde
Acılar, gecelerde bir ay gibi doğuyor,
Güneş gibi batıyordu yıllar birden.
Sürüden ayrılmış bir kuzu gibi
Geziyorum yolumu bulamadığım dağlarda şimdi.
Mecnunun bile hayret ettiği aşkıma
Bir sen inanmadın nedense!
Sen bana Ankara gibi yakın
İstanbul kadar uzaksın
Ey taş kalpli sevgili
Ben seni Ankara’nın soğuk ayazında,
Yılların eksiltemediği
Aksine her geçen saniyede,
Çoğalan bir sevgiyle sevdim.
Biraz dediğin acılardan
Bütün benliğime hak çıkardın.
İsmini isimsiz,
Ancak iki gece yaşadığım günlere yazdım.
Şimdi nur çiçeklerim soldu yüreğimde.
İdamlık sorulara cevap veriyorum.
Ve hiç bitmeyen bir sevgiyle,
Her gün kendimden bir şeyler eksiltiyorum.
Dedim ya
Sen İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzelsin
Belki hatırlamazsın şimdi
Hani birer bardak çay içtiğimizi
Oturup sohbet ettiğimizi,
Her ayrılışta bir şeylerimin sende kalışını
Anla da insafa gel desem çok geç
Ben şimdi hüzün otobüsünde günlerimi saymaktayım.
Ve son durağa doğru yoldayım.
Eğer insafa gelirsen bir gün
Ben yine seni
İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzel hatırlarım
14.11.2001
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz