bir tek bu şehrin sokakları mı
şangır şungur düş kırığı dolu
sadece şairlerin mi yüreğine batarlar
ve martılar neden ağlaşmaktalar
neden dinleyemiyorum seni İstanbul
başka dilleri mi konuşuyoruz yoksa artık
sen mi anlatamıyorsun yoksa kendini
bu çığlıklar feryatlar mı bastırıyor sesini
neon ışıklı sahte gecelerin üç kuruşluk
sevdaları mı sindirdi seni
ne gücü yeter ne de mürekkebi bir kalemin
anlatmaya, sana tutsaklığını yüreğimin
susma İstanbul duyalım seni yine
büyülü güzellikler sende anlat ki bulalım onu
dokunalım yine saçlarına Çamlıca’nın rüzgarıyla
kaybolalım mavi gözlerinde yine tepeden bakarak sana
dinleyelim yine seni Boğaziçi’nde tarifsiz kederlerle
dokunalım sana Gülhane parkından ceviz yapraklarıyla
dökül yeniden ayaklarımızın dibine, tapalım sana yine
küsmesin şairlerin sana küstürme onları İstanbul
bul kendini yeniden bir karanlık dehlizden bul
sevdanın adı gözlerimin karası şehirlerin en kocası İstanbul
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz