Günün mahmurluğundan
arta kalan
geceyi getirmişsin kucağında
Kulaklarında küpe hayat
ne idüğü belirsiz
bozuk bir terazi yalnızlığının
köşe başını kurşunlamışsın
Virajlı bir sonbaharın arefesinde..
Sağırsın
Dilsiz de sayılırsın
Ama.. kör müsün onu bilmem!
Dileniyor musun?..
Yağmur da yağıyor,
Gökkuşağını mı çalacaksın yoksa (?)
Güzelliğin
uykudan uyanışını çalmıştın zaten..
Kalabalık bırakmıştın
Bozuk ağızlı bir orospu gibi yayılmış caddeyi
Sokakta bir çimenden
eline yeşermiş gibi mutluluk
Silkeleniyorsun ha bire
Ne diye ha!
Ne diye?..

1998