menekşeleri suladım sırf sana rastlarım diye
yıkılıp kalmak var şimdi
durmadan
duraksamadan
(bu tekrarı şairlerin, aynıyı ;amaçsız boş bir seda)
içime akan nehirlere
çakıl taşları atarım
küçük çırpınışlar
küçük sevinçler doğsun diye
halka yayılır
halka genişler
tüm bedeni sarar belki,
küçücük sevinçler
dünyanın ötesinde bir bahar
ve bu mevsim
terkedilesi
bu akşam
çekip gidilesi…
sokağa çıktım bugün
sırf sana rastlarım diye
gazete almaya
yürüyüşe
minnacık
toplar;
fındıklı,
fazla doldurmadım sepeti
bir dahakine
ya bulamazsam seni..
bu kırgınlık
kırılganlık
dikiyorum gözlerimi bulutlara
bu bulutlar adam olmaz
avare
bu bulutlar adam olmaz
haşarı
ve bu bulutlar
sana rastlarım diye duruyor orda
her birine bir kader biçilsin diye..
bu ne garip yazgı
(keder süngeri)
iyi gözlemciyim diyorum
bahane
gözlemciliğimden değil
her kuşa her eve
her geçene bakışım
belki sana rastlarım diye
her güne
ama küfredilesi
sevilesi
her güne
(onmaz bir bekleyiş
müfreze,
kanmaz bu hücreler
gizemi nerede?
bakası geliyor insanın
(zülf-ü nigarın)
doğası geliyor insanın sen varsan hayatın, kıyısında köşesinde…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz