I.
Esrar perdesini aralayan gövdesiyle,
Karanlığa gömüldü kendi kalabalığında kıyamet
Eskisi kadar başat olamadı, karşında korktu, titredi
Ahlaksızlığın etiği Kırık Jack Daniels şişelerinin
Üzerinde çıplak ayakla geçerken
Kısmış gözlerini ilk kurşunu sıkarken burjuvazi
Koşucu bir sabahın titrek yorgunluğunda
İnce belli çay bardağından çıkan dumanlara
Maksat aramazdım her fer fecirde beklerken sabahı
Balkon korkuluklarında dirseklerle dayanılan
Karartı elemler anlayabilirdi bir tek bu hatırayı
Paskalya, bir boyanın direniş vaktiydi
Putlaştırılmış ruhun etkinliği üzerine yaratılan
Sanatsa böylesine içli bir içki şişesinde hissedilmezken
Mandalina kabuklarından rafadan sentez ile
Yaratılan çöp adamlar bile hastaydı bu ışık süzmesine
Maraza bir mikrop kapardım kültür mantarından
Enfeksiyonlarım, enjekte olurken damarlarıma
Uzunca bir yol çizdim yürütmek adına
Sen, öylece bakıyorken ekinli adalara
II.
Seyretmesi zevkli bir duyargasız böcekti
Kendini kemiren eğreti farenin dibi sıcak bir merhaba
İki açma birde eyyam suyu
Bir şirke sahip sabah kahvaltısı yapıyorken masada
Musa, kaldırıyor asasını ikiye yarılıyor beden
Olsun, ilgilendirmez bu, seni ilgilendiren şu yüce ruh belli ki
Yine de soruyorsun belki de neden?
Binlerce uğultu duyuluyor ruhlar âleminden
Kaf dağının ardından akıncılar geliyor
Bin bir gece masalı değil bu anlattığım bir din kitabı da
Nazarımda korkulacak bir şey bu
Dahi anlamındaki de’ler ayrı yazılır
Dahi manasındasın sende tam manada olamasan da
Muhtevada
Terkedilmiş bir köyün muhtarı
İhtiyar heyeti de gitti şimdi gayr-i ihtiyari
III.
Hiçbir şey öğrenemesem de cellat’a gülümsemeyi öğrettim
Giyotin başında kafası koparılan sen olmadıkça
Gülümsüyor gaddarca
Bir beis yok bunda usulca sokul yanıma
Kumandan hesap lütfen gidiyorum buralardan
Öyle emretti majesteleri eğiliyorum önünde
Şimdi dank etti kafama giyotinde vurulunca
Saksılarda beslerken sevgimizi
Hicap duyardık eski pikaplarda
İç karışıklıklar hakim serde, mezhep kavgaları
Kimi şia geleneğinden, kimi Sünni
Kimi suni teneffüslerde muhafız
Kerameti kendinden makbul
Şahsına münhasır kalıplar içerisinde
Hadi şimdi git yerine yat
Susurluğa gelince uyandır beni
Bir saatte altmış dakikayı sığdıran Rabbim
Kimdir bu yarattığın?
Bir cümle teşkil eden
yarasını kaşıyan koca gün
Uygun yer uygun zaman
Eh biraz uygun para
Paklar beni bu gece sakin sular
Belki de kullanılmış bir mendil gibi
Yakamozlar atamazken içindeki nefreti
Ay, takiye yapıyor bakma gülümsediğine
Dedim.
Kumandan hesap lütfen !
Şu serbest rekabet kıyasıya tırmalarken ellerimi
Piyasaya bir yararı yok şu dengesiz faizler arasında
Biraz eter yeter beni bayıltmana
Üsteleme çok fazla
Bu bir ışık fetişizmi
Tanrıdan güneş var
Perdeler örtük değil
Fıtrata isyan yok gibi
IV.
Kötü ruhlar minibüsünde Sürrealist bir şoför,
Mübarek bir yerde indir beni
İzbe sokakların sana kalsın, Kadirbilmez sayhaların
Heyhat Nereden çıktı bu Tekel bayii
Sen sür! Realist şoför
Mütedeyyin yaşıyorum bu aralar güldürme beni
Şair burada külahıma seslenmiş belki
Belki heyecanla okuyorsun dizeleri
Müsebbibi sensin bilmelisin ki
Haydi, bırak bitir bu oyunu
Bu demden sonra herkes kendi inine çekilmeli
Tıkırtılar geliyor düşüncelerinden
Daralan çemberde iyice yükseliyor
En derinlerden bir çığlıkla sonlanıyor
“Kedidir kedi.”
Bakar mısın? Ateşin var mı? Yakar mısın dizelerimi
Tamam, teslim oluyorum sen kazandın
Ben kepçe olamadım şu çıkar ilişkilerinde
Yedi iklim fer fecirde sizin işinizde zor be ağabey
Şu Mozart tıngırtısı mazot iklimlerde
Pek bir gevşek iltihak etmezken artık nesnel gerçekliğe
Somut denklemler içerisinde sabah gürültüsü
Pek bir dehşet erdemli yokuşlar,
Gece on bir kırk beş sokuluşları arasında
Kayboluşlar pek bir garip
Bir dakika sonrası dokunuşları bâbında
Yahu sende konuş konuşacaksan
Bu sessizlik başımı ağrıttı
Bir düşün sistemi değil bu
Güneş sende doğ, doğacaksan
Mevcudiyetinle yegane fiiller arasında
Züğürt istikbalinin vilayeti pek bir cânan
Üşütüyor bu iklimin türbanı, makiyi
Kendi zehrinde açan bir zambaksın,
Düşünüyorsun an ve an yok oluyorsun.
Zorluyorsun, kendini tanıyorsun
Hayallerini bugüne mıhlamış
Yaşıyormuş gibi yapıyor ve yok oluyorsun.
Şu meczup vals yaparken şahikalar pistinde
Tekerlekler dönüyor cafcaflı makineler ile
Otuz yedi beden, sıfır ile tümleşik
Kavram kargaşaları iç içe
Pek bir komplike pek bir bileşik
Uzun uzadıya kısaltma düzlemimi ayrı orjinlerde,
Aynı noktalarda buluşmak dileğiyle
Dizginlerken son nefesinde bileğimi
Kompülsif güç, güç değildir
Yapabilir herkes söylemini
Dedim ya takırtılar arasında arabalı bir vapur bu�
V.
Bende oturuyorum elektrikli sanık sandalyesinde
Mazhar olduğum tahtadan şereflerde
Hadi sende çatma şu nazlı çehreni en garip çevrelerde
Haczettiğin tüm duygular, kuşkularla adabında
Dişi kuşlar yuva yapmışken mabadına
Avucumu açmış duruyorken sana
Baksana, ha sana,ha bana
Nereden çıktı şimdi bu kargaşa
Üstü örtük selelerde bir piknik sabahı
Vals yapıyorken kırlarda vans ayakkabılarla
Kabil bile bu kadar oportünist görülmemişti
Revizyonist gözüken anlamsızlığıma
Vezneye bıraktım hüviyetimi tülü solmuş
Vesikalıklardan ibaret post bir ivme
Kazandırdım dinçliğime dostları düşünecek
Takat yok iken bedende
Tut şunu ucunu, uçuralım artık
Çok tükendik, çok seçildik
İnce elendikte sık dokunduk
Okudukta ne hayrını gördük
Görmedik hayırını
Olumlu yapıya mevcut cümlelerde
Yüklemine soru sorulan
Yalnız ıssız gecelerde
Bu gece müsait misin? Nesin
Özne ile yüklem arasında
Edat gibi bir yerlerde
Chucky’in dul kaynı şekerleme yapıyor
En kuralından ıslandığın statik dengeler arasında
Statükolar hayranken akışkan tasnifli toplumun
İçtimai statüleri yanında
Verilen sözlerle yutulmuş bir neslin
Gözyaşlarıyla filizlenen istikbalinde
Elifle başlar tüm kutsayışlar
Aforoz suyuyla çay demleyen
Heder olmuş kilitli ruhlar icabında
Çok uzaklara kaçma heveslisi
Belki de mecmuası yakılmış
Bir hevesin son iklim belirtisi
Mesafeli ısınmalar arasından
Tokuşturulan kadeh sesleri dibi
Huştur şu bakır tepsi üzerinde yuvarlanan küre-i arz
Alaşağı ininde kış uykusuna yatamamış
Bir sürüngenden duyulan satvet haz
Konuşlandırılmış fobilerin tohumlandırılmış yılan ve yalanları
Çemberinde kurulan iki bilinmeyenli
Çoktan seçmeli denklemler gibi samyeli
Eserken ensende çığlıklar koparan şu dar
Eyyamda dar ağacın da sallanan üryan et
Yürüyen daha da yürüyen us sahibi,
İş bu sallandıran müsait ağacın sahibesi
Çokta yalın bu tevki, tevkif atlara muştum olsun
Yoksunlukta kalıyor her ılık içtimai oyununda
İş bu nisa taifesi, tekmil cihanın fukara-i kasibesi
Yakuta yakın yahut elmasa
Kalmadı Kaşıkçı değerinde cazibesi.
Bursa – Nisan 2007
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz