Bir zamanlar
Bir “Seni seviyorum” uzaklığı vardı
Aramızda…
Cozi Tepesine kar yağdı mı
Önce elleri üşürdü bizimkilerin
Kartopu oynamaya cesaretimiz yoktu.
Ne kadar vahşi ve yırtıcı olsak da.
Hani duyarsınız bazen
“Bir on dörtlüm olsun neler yapardım”
En sonunda on dörtlüydük.
Lisedeydik.
Kurşunları arasında uçurumlar olan
Bir on dörtlü.
Entellektül Baki, Medeni,
Şakiro Büryancıoğlu ses ve kardeşi Zakiro’lar
Şekirnazlar bizden biriydi de
Bilmezdik Bilemezdik
Ayriligin bu kadar aci
Bu kadar tatsiz olacagini
Sikilmiş bir on dörtlüydük.
Bir gün, bu hayat
Bizi ayri ayri diyarlara götürürken
Beyaz kara yol şeridinin neden birbirini takip ettigini
Fatiha Yokuşuna, neden Fatiha inişi denilmedigini
Yeni anlayacaktik.
Her birimiz başka hedeflere saplanirken
Tek agaçlari, Dedenin bahçesini
Kaloriferine isi verdigimiz arkadan aydinlatmali
Sinifimizi
100. yil parkini unutmayacaktik.
Çünkü biz
Hep on dörtlü olarak
Sevginin, dogrulugun, paylaşimin, dostlugun
Belinde bakacaktik.
Düşlerden tuzaklar kurdum bahar kuşlarina
Sevdali şiirler bagladim, yaban güvercinlerinin ayaklarina
Olmasi gereken yerde degilim artik
Mevsimler sormaz oldu halimi
Benden başka duyan yok feryadimi
Susmak hayal, konuşmak yasak oldu.
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz