Öpmek istedim seni,
Kız kulesine nazır, dudaklarından.
Ellerini çizdim tahta banklara.
Simidimi paylaştım martılarla.
Öpmek istedim seni bir nefes çektiğim İstanbul gibi,
Avazı çıktığı kadar bağırsa da martılar duymayacaktım.
Güneş doğacaktı ellerinin arkasından sonra,
Deniz poz verecekti gökyüzüne çarşaf teniyle.
Bir kelebek getirip bırakacaktı kollarıma,
Ben doya doya öpecektim seni hasretle.
Kız kulesi yaklaşacaktı gözbebeklerine usulca,
Kararacaktı birazdan gün ve sen yanımda olacaktın.
Ellerin üşüyecekti yalandan;
Ellerimi tutacaktın çaktırmadan, benimle konuşarak.
Omzuma yükleyecektin bütün güzelliğini.

Öpmek isterdim bir masal anlatarak.
Hayta bir rüzgar vursa yapraklara
Savrulup gitseler
Sadece ikimiz kalsak.
Öpsem seni destanları kıskandırırcasına.
Kız kulesine nazır, dudaklarından.
Gözlerinde bularak yıldızların yakınlığını
Ve güneşin doğmak için savaşını.
Ayrılma korkusu sarsa seni,
Titresen tanımamazlıktan gelsen beni…
Aksa sonra gözlerinden öptüğüm saatler,
Ben utansam başımı çevirip,
Camlar vursa kıyılara, ben yürüsem acılar çekip.

Öpmek isterdim seni,
Bilmediğim bir şehrin bilmediğim bir sokağında.
Ölüme bir hafta kalsa.
Ayrılık korkusu sarsa seni,
Titresen, tanımamazlıktan gelsen beni;
Yine de öpmek isterdim seni
Tüm aşk masallarının anlatıldığı bir rüyada.
Bir varmış gibi yapıp bir yok olsak…
Hayta bir rüzgar vursa yapraklara,
Savrulup gitseler,
Sadece ikimiz kalsak.
Öpmek isterdim seni;
Özleyerek, asırlık bir yalnızlık sonrası
Ve fısıldayarak kulaklarına adını.
Söz verip gecenin şahitliğinde
Birbirimize sarılsak sonra sımsıkı.
Öpmek isterdim seni;
Ayrılık arifesi, gideceğini bile bile.
Sonra titresem, tanımamazlıktan gelemesem seni;
Ölümü bir tutsam senin gidişinle,
Bir hafta, bir yıl, bir asır geçse ölümümün üstünden,
Ben hala beklesem seni,
Kız kulesine nazır ve öperek hasretin gözlerinden…