havalar çok sıcak ve bunaltıyor beni buralar.
gün yakarken bedenimi yüreğime yağmur damlaları düşüyor usul usul.
yalnız geçen zamanın arasında sıkışan beynim yoruluyor.
an oluyor ufaktan bir tebessüm beliriyor gözlerimin içinde
ve an geçiyor asılıyor yüzüm, gözlerim ağlamaklı bir hal alıyor.
nedenleri ve nedensizlikleri arıyor ufak ellerim…
renkli bilyeler arasında çocukluğumu görür gibi oluyorum…
hergün damla veriyorum toprağa umutlarımla beraber,
ara sıra şiir yazıyorum yokluğuma inat hayatın tadında.
kimi zaman sarhoş naraları atıyorum yarı bozuk türkçemle
kimi zaman adam gibi adam olup insanlara selam veriyorum.
bazen tanımıyorum insanları da kendimi de.
dedim ya abdal gezer oldum devr-i alem içinde
ben beni bulamıyorum, yoldan yola vurdum kendimi.
kimi pazar oldum insan gördüm,
kimi insan oldum mal tuttum ellerimde…
ay batıyor gecenin karanlığında sessizce, benim gibi.
bir çiçek açmalı diyorum hayatımda grilikler bana yeter,
bir rüzgar esmeli yüzümde, terimi kurutacak bir rüzgar.
bahar gelmeli artık beni solduran kıştan sonra…
sesime ses değmeli ellerinle beraber…
kimlikler ve suretler olmasın gecenin güne duran seherinde
insanlara gülümsüyorum yaşadığım bu hayata inat
ve insanlar gülümsemeli artık bana ben olduğum için…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz