Üzerinizdeki gömleğin beyazına kandım
Boyunda sarkan steteskoba bakıp aldandım
Yürürken koridorlarda imrenirdim ben size
Tıp okudum, doktor oldum
yandım Allahım, yandım
Hükümet tabibi olarak başladık göreve
Araç yok, gereç yok, ocak diye girdik bir eve
Ürperdim, titredim, dondum, gözlerim baka kaldı
Doktor bey, ben Nadide, hoş geldin
dedi bir ebe
Köylüler doluverdi içeri, ardı ardına
Baktık yıllarca çocuğuna, gencine kadına
Kimi gerçekten hasta idi, kimi bizi sınadı
Uzman yok, her şey sensin, kimse varmaz yardıma
Çevre sağlığı, aile planlaması, aşı
Bulaşıcı hastalıktan koruduk vatandaşı
Sıvazladık kolları, sarıldık işe dört koldan
Kat kat helal ettirirdik, bize düşen maaşı
Hizmette sınır yok dedik, kampanyalar başlattık
En ücra köşelere varıp, çocuk aşılattık
Okul taramaları, halk eğitimi diyerek
Elde çanta, köyden köye, karda kışta dolaştık
Ne muayenehane vardı, ne de para işi
Müşteri değil, hastaydı bize gelen
her kişi
Ne eğilmek vardı, ne diklenmek, ne de kıvırtmak
Uzman olmak sevdasıyla bitirdik bu gidişi
İndi cilt cilt kitaplar, boşaldı raf, doldu masa
Girdik uzmanlık sınavına, namı meşhur TUS’a
Kazandık nitekim, lakabımız çömez asistan
Hayırlısı dedik vatana, millete, ulusa
Uykuya hasret kaldık, gece, gündüz hep çalıştık
Gün aşırı nöbetlerle bu ortama alıştık
Seminerler, vizitler, vaka taktimleri derken
Baş asistanlık, ardından uzmanlıkla tanıştık
Derler ki; her yiğidin gönlünde bir aslan yatar
Her uzman da mutlak bir muayenehane açar
Sanır ki işyeri hastalarla dolup taşacak
Esnaflıktan anlamazsan, gören kapıdan
kaçar
Başladık hastaneye, girdik polikliniğe
Çoluk çocuk dolup taşmış, kapı dönmüş pikniğe
Bismillah demeden, ellinci hasta hücum eder
Dünya bile ulaşmamış, böyle hızlı tekniğe
Annesi çocuğunu patadak masamıza kor
Ayakkabısını çıkarmak, diş çekmekten de zor
Anamnez, muayene, tetkik, teşhis ve tedavi
Zaman kısa, nasıl gülsün? bu şartlarda bir doktor
Faydan yoksa, zararlı olma demiş bir hekim
Heba mı olacak yoksa, onca bilgi birikim
Kimini yatırdık, sapa sağlam ettik taburcu
Dönüp başka bir doktordan tekrar yattı nitekim
Daha da kötü olmuş deyip, taşı bize atar
Para için meslektaşı, üş beş kuruşa satar
Baba dargın, istemiş de yok demişim kartvizit
Allahından olup, yalanlarına yalan katar
Umurunda mı sanki, hasta elden, para elden
Halk tutmuş, o da kurmuş bir düzen ne gelir elden
Dünyalar dolusu hasta olsa da yine doymaz
Boşa denmemiş, can çıkmadan huy çıkmaz bedenden
Çoğu hastalık virütiktir, ne versen ver geçer
Esnaf, para verecek insanı gözünden seçer
Zehir zenberek tanılarla atılır tohumlar
Yeşerir muayenehane, varır para biçer
Ticaretten anlamam, her okuyan esnaf olmaz
Kimine dua uğramaz, kimi para alamaz
Kimi duygusalken, kimisi de doğuştan sosyal
İlgi her şeyin önünde, bilgi işe yaramaz
Ne demiş şair, ‘sen zannetme ki elem bendedir’
Bendeki sıkıntı halkın içindeki derttendir
Kimi sevgisini göstermez, içten içe sever
Kiminin sevgisi kalpten değil, servetindendir
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz