Şuracıkda kalbim duruverse de
Kapasam gözlerimi dünyaya
Ve sonra tekrar açsam
Sonsuzluk aleminin kapılarında
Acı ve nefret dolu dünya geride kalmış olsa,
Birkaç sevenin gözyaşı damlamış olsa üzerimdeki toprağa,
O toprak ki beni bu yolculukta sarmalamış olsa.
Duran yüreğime damlamış o tertemiz gözyaşları bile
Yeter mi herşeyi anlatmaya,
Artık üzülmek yok, hıyanet ve yüzçevirme de…
Ne yıllarca sevdiklerince unutulmak var ,
Ne de değersiz bir eşyaymış gibi atılmak…
Burada ağlamak da yok ağlatılmak da…
Acaba biran bile düşünür mü yanlış olan ne diye?
Eğer bir an bile düşündüyse,
Acaba hatalı ben miyim diye;
Kalbim barışmıştır O’nunla,
Suçlu bensem O’na göre ve fikirler katıysa
Sevginin bile yoğuramadığı kadar,
O zaman ben dünyaya küsüyorum …
Yoksa haklılar mı söylerken şunları :
Hiçbir insan daha yakın olamaz kendine kendinden başka…
Yo sevgiler bu kadar çabuk unutulacaksa
Yaşamak boşuna!
Kalbim şuracıkta duruverse de
Daha fazla kahrolmasa…
Ağladıkça için için
Ruhuma tercüman olan gözlerim,
Anlatır ne düşünürüm.
Küskünlük değil barış benim isteğim.
Yeter ben senin kadar güçlü değilim,
Ve ne de senin kadar acımasız
Eğer “evet suçlu benim” ise duymak istediğin
Pekiyi öyle olsun “benim”.
Ama sen bu kadar kolay vazgeçmezsin
Biliyorum bu da kafi değil senin için
Ama daha başka birseyim yok verebileceğim.
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz