sabahın kör aydınlığında
secdeye dururken oldu
zulumun baskını.
genç yaşlı,
erkek kadın ayırmaksızın
toplatıldı herdem zulma maruz kalanlar.
insandı onlar,
insan muamelesi görmediler
ve her secdeye gittiklerinde
öfkeyle yalvardılar
kasatura enselerinde dururken.
zorlandılar konuşmaya
bilmedikleri dilde
en ağır hakaretlere uğradılar.
alışıktılar,
ölülere ağlarken,
sağ kalanlara sevinmeye.
kimden gelirse gelsin ölüm,
ölümdü isyan etmediler.
bin yılların çaresizliği,
korkusu üstlerinde
toplatıldılar harman yerinde
erkek kadın,
kadınların göğüslerinde
çocuk çığlıkları
sert postal darbeleriydi
üstlerine inen.
tanıştı kundakdaki bebekler,
kurtuluşun zulmuyla.
zalimin zulmundan çok,
merhametine ihtiyaçtılar.
güneş karanlık doğmuştu
ihtiyar sırtlarda,
genç bedenler,
yürütüldüler saatlerce,
namlu gölgesinde.
medeniyet asrında,
intihar ettirici,
işkencelerle tanıştılar
her asırda olduğu gibi,
bu asırda da mahkûmdular
dağılın komutu duyulduğunda,
kanıyordu bıyık yerleri,
sigara söndürülen ayak diplerine
biliyorlardı her isyanın,
azaldıkları
darağacında bitteceğini.
oysa Maraş’ta,
Antep’te, Urfa’da azalmışlardı,
isimlerinin önüne,
Kahraman, Gazi, Şanlı
ekli değilken.
hatta her yerinde anadolunun,
azalmışlardı yeterince,
yine de yaranamadılar.
korkuyla girdiler,
gerdek gecelerine,
ağlayarak yıllarca.
namus bekçilerine,
hürriyet uzaktı,
istikbal yoktu yolculuklarında
ömürlerinin.
ömürleri yetmezdi,
kalkışmadılar.
bir kıvılcım yetmezdi ayaklanmalarına
dinamitler patlatılmıştı,
yastık altlarında
mayın tarlasını sürmüşlerdi,
kan revan içinde.
asiydi büyüdükleri coğrafya,
derin uçurumları vardı,
ölümde yürüyorlardı oysa,
yaşamlarının her anında.
çürütüldüler gün ışığında
zindanlar toplama kampları onlara
kürd inatlıydılar işkencede.
bazıları,
değişen ikamet yerlerinin
adlarını teleffuz etmediler
zılgıt gibi asil
sevmek kadar sevap
bildikleri konuşmamayı seçtiler.
ağız tadıyla silah çatmadılar
sürü otlattıkları ovalarda
boğuldular Fırat’ta Dicle’de
birşeyi iyi bildiler
bir gün onları da ayaklandıracak
iklimin geleceğini
ürediler ölülerini gömerken
ondandır ki bugün!
var olduklarını
bol ölümlerle kanıtlamaya
çalışmaları…
ondandır ki bugün!
iliklerine kadar direnmeleri
aydınlık gelecekleri için.
zaferidir korkusuzca
döllenmenin,
biyolojik zehirlenmelere
asilce korkusuzca,
zılgıt yüzlü kadınların direnişi…
zulum emdi
ak memelerde beyaz sütü
bu topraklarda
itaat beklememeli,
açlıkla büyüyen çocuklarda,
zulmun fikir babalarına karşı.
1996-2007
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz